Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’ın başkenti Kahire’deki resmi temaslarının ardından İmam Şafi Türbesi’ni ziyaret etti. Türbede dua edip yetkililerden bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve eşi de eşlik etti.
Şafi mezhebine mensup olan Mısır’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Sisi ile gerçekleştirdiği bu ziyaret dikkat çekti.
GAZZE MESAJININ ARDINDAN GAZZE DOĞUMLU İMAM ŞAFİ ZİYARETİ
Sisi ve Erdoğan, İmam Şafi ziyareti öncesinde, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantılarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Ortak Bildiri imzalamasının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Erdoğan, bu toplantıda yaptığı konuşmada “Netanyahu yönetimi, katliamlarını Gazzeli sivillerin sığındığı son nokta olan Refah’a da taşımaktan uzak durmalıdır.” uyarısını yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Gazze Şeridi’ndeki durumu ele aldıklarına değinen Sisi, “Gazze’de derhal ateşkes sağlanması ve Batı Şeria’daki gerilimin yatıştırılması konusunda Türkiye Cumhurbaşkanı ile aynı fikirdeyim.” diye konuştu.
Gazze mesajları sonrası, Gazze doğumlu olan ve Mısır halkının yoğun olarak mensup olduğu Şâfiî mezhebinin kurucusu olan İmam Şafi’nin mezarına yapılan ziyaret ayrıca dikkat çekti.
ŞÂFİÎLİK NEDİR?
Şafiîlik, İslam dininin Sünnî mezheplerinden birisidir. Şâfiîlerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Eş’ariliktir. İsmini asıl adı Ebû Abdillâh Muhammed b. İdrîs b. Abbâs eş-Şâfiî olan kurucusu İmam Şafii’den alır.
Şâfiî mezhebi özellikle Mısır’da yayılmıştır. Çünkü mezhebin imamı hayatının son dönemini orada geçirmiştir. Bu mezhep, Irak’ta da yayılmıştır. Çünkü Şâfiî fikirlerini yaymaya önce orada başlamıştır. Irak yoluyla Horasan ve Mâveraunnehir’de de yayılma imkânı bulmuş ve bu ülkelerde fetvâ ile tedrisatı Hanefî mezhebi ile paylaşmıştır. Bununla birlikte bu ülkelerde Hanefî mezhebi, Abbasi yönetiminin resmi mezhebi olması nedeniyle hâkim durumda idi.
Mısır’da yönetim Eyyübîlerin eline geçince Şâfiî mezhebi daha da güçlenmiş, hem halk, hem de devlet üzerinde en büyük otoriteye sahip olmuştur. Ancak Kölemenler devrinde Sultan Zâhir Baybars, kadıların dört mezhebe göre atanması gerektiği görüşünü öne sürmüş ve bu görüş uygulanmıştır. Ancak bu dönemde de Şâfiî mezhebi o yörede diğer mezheplerden üstün bir mevkiye sahiptir. Meselâ; taşra şehirlerine kadı atama yetkisi ile yetim ve vakıf mallarını kontrol hakkı yalnız Şâfiî mezhebine ait idi.
Osmanlılar Mısır’ı ele geçirince Hanefi mezhebi üstünlük kazandı. Daha sonra Mehmet Ali Paşa Mısır’a hâkim olunca, Hanefi mezhebi dışındaki mezheplerle resmi olarak amel etmeyi ilga etmiştir.
Şâfiî mezhebi İran’a da girmiştir.
Günümüzde Anadolu’nun doğu kesiminde, Kafkasya, Azerbaycan, Hindistan, Filistin, Seylan ve Malaya Müslümanları arasında Şafiî mezhebine mensup olanlar bir hayli fazladır. Endonezya adalarında ise hâkim olan tek mezhep Şâfiî mezhebidir.
Şâfiîlik, Hanefîlik’ten sonraki en yaygın Sünni mezheptir.
NAKŞİBENDİ TARİKATININ ŞEYHLERİNİN MEZHEBİ
Daha çok Hanefilik’in yaygın olduğu bölgelerde etkinlik gösteren Nakşibendi tarikat şeyhleri genellikle Şafii’dir.
İMAM ŞAFİ KİMDİR?
İmam Şafii Filistin’de Gazze Şehrinde miladi olarak 767 yılında ve hicri olarak 150 yılında doğmuştur. Babasının adı İdris’tir. Babası bir gün iş nedeni ile Gazze’ye gitmiş fakat Gazze’deyken vefat etmiştir. İmam Şafii’nin soyu Muhammed (s.a.v.) ile Abd-i Menaf’ta birleşmektedir.
Küçük yaşlarında iken babasını kaybetmiştir. Fakir olarak yaşadıkları için annesi İmam Şafii’yi de yanına alarak Mekke’ye gitmiştir. İmam Şafii Mekke’de kendisi henüz çok küçük yaşlardayken ilim ile uğraşmış, yedi yaşına geldiğinde Kuran-ı Kerim’i, on yaşına geldiğinde ise İmam Malik’in bir eseri olan el Muvatta isimli hadislerin bulunduğu kitabı ezberlemiştir. On beş yaşına bastığında ise artık fetva verebilecek bir ilim seviyesine ulaşmıştır. Medine fıkhını İmam Malik’ten öğrenmiş ve Irak fıkhını ise İmam Muhammed’den öğrenmiştir. Bu şekilde ise Irak fıkhıyla Hicaz fıkhını birleştirmiştir.
Talha Özmen