Ümit Özdağ’ı kızdıracak açıklamalar

“`html

Oğuz Üçüncü’den Kritik Açıklamalar: Yurtdışı Oy Kullanımı ve Askerlik Beklentileri

Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının dövizle askerlik talepleri, Avrupa’ya girişte karşılaşılan vize sorunları ve Avrupa’daki Suriyelilerin geri dönüş süreçleri hakkında önemli açıklamalarda bulunan AKP İstanbul Milletvekili Oğuz Üçüncü, gündemi sarsacak iddialarda bulundu.

TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu, Türkiye-Avrupa Karma Parlamento Komisyonu ve NATO Parlamenterler Birliği’nin üyesi olan Üçüncü, geçtiğimiz hafta Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bu konuları görüştüğünü belirtti. Üçüncü, dövizle askerlik konusundaki taleplerle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

“Almanya’da yasaların değişmesiyle birlikte mavi kart sahibi olan vatandaşlarımızın Türk vatandaşlığına geri geçişlerinde askerlik sorunu karşımıza çıkıyor. Milli Savunma Bakanımız ile bu durumu ele aldık. Görüşmemize, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı da katıldı; taleplerimizi dile getirdik. Şu anda bir müjde veremem, ancak bakanlık bu konuyu inceleyecek ve biz de AK Parti grubu olarak üzerinde çalışacağız. Umarım yakında müjdeli bir haber veririz.”

“Vize Sorunları ve Ankara Anlaşması”

KRT televizyonunda Sinan Onuş’un sunduğu Haftanın Karnesi programında konuk olan Üçüncü, Türkiye’den yapılan vize başvurularının olumsuz yanıtlanmasını da gündeme getirerek şu eleştirileri yöneltti:

“Kosova, vizesiz seyahat imkanı elde ederken Türkiye için aynı durumun sağlanmaması üzüntü verici. Büyükelçi, ‘Türkiye’de verdiğimiz vizeyi başka bir yerde vermiyoruz’ dese de halk arasında böyle bir algı yok. Vize engelleri hoş karşılanmamalıdır ve bu durum Ankara Anlaşması’na aykırıdır. Ticaret Bakanlığımız, yeşil pasaportları iş insanlarına dağıtarak bir çözüm önerdiklerini belirtti, ancak bu meselenin daha kapsamlı bir çözüme kavuşturulması lazım. En azından Kosova ile Batı Balkanlar’da tanınan avantajların, bizim vatandaşlarımıza da sağlanması önemlidir.”

“Terörün Avrupa’daki Tehditleri”

Üçüncü, Avrupa’daki Türk vatandaşlarının “Terörsüz Türkiye” sürecine olan bakış açılarını olumlu bulduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

“Avrupa’da terör, bazen oldukça rahat hareket edebilmekte ve yeni elemanlar temin edebilmekte. Brüksel’de Türk vatandaşlarına yönelik saldırılar yaşanmakta. Avrupa, ‘terör örgütü’ olarak nitelediği gruplara karşın Türkiye karşıtı gösterilere izin vermekte. Bu durum, yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’daki terör örgütlerinin etkileriyle de başa çıkmamız gerektiğini gösteriyor.”

“Suriyelilerin Geri Dönüşü Üzerine Tartışmalar”

Oğuz Üçüncü, Almanya’daki Suriyelilerin geri dönüşü konusunun Türkiye’deki tartışmalarla çelişkili bir şekilde gündeme geldiğini belirtti. Almanya’daki durumu şu şekilde özetledi:

“Almanya, Türkiye’nin izin verdiği gibi Suriyelilerin gidip dönmesine müsaade etmedi. Hatta gidenlerin bir daha gelmemesi gerektiği konusu tartışılıyor. Bu bağlamda Alman Hastaneler Birliği, meslek odaları ve bakım hizmetleri veren kuruluşlar, ‘Ne olur gitmesinler’ şeklinde bir kampanya başlattı. Burada 6 bin kadar Suriye kökenli doktor bulunmakta ve bu, kritik bir sayı.”

Sinan Onuş’un, “Suriye’deki savaşın başında Türkiye’ye yerleşen ve burada doğan gençlerin geri dönüşü mümkün mü?” sorusuna Üçüncü şöyle yanıt verdi:

“Eğer babama 1965 yılında Almanya’ya gittiğinde bu soruyu sorsaydınız, kesinlikle döneceğini söylerdi. Benim babam 2010 yılında dönebildi. Dönme tartışmaları, her toplum için geçerlidir; ancak bu durumun gerçekçiliği yetişme tarzı ve topluma uyum gibi faktörlerle değerlendirilmeli. Ben ve kardeşlerim orada doğduk ve büyüdük, bu yüzden Avrupa’daki topluma dahiliz. Geri dönüş konusu gerçekçi bir zeminde tartışılmalı.”

“Suriyelilerin Zenginliğine Dikkat”

Oğuz Üçüncü, milletvekili olarak ilk Türkiye’ye geldiğinde Avrupa’daki göç politikalarına dair görüşlerini aktardığını belirtti. “Almanya, 1985-1990 yılları arasında Suriyelilerin gideceğini düşünüyordu; ancak 30 yıl boyunca bir entegrasyon politikası geliştirilmedi” diye konuştu.

Türkiye’nin de benzer bir entegrasyon ve sosyal uyum politikası geliştirmezse, aynı sıkıntıları yaşayabileceğini dile getirdi. Üçüncü, şunları söyledi:

“İnsanları sadece sorun olarak görmek yerine, burada doğup büyüyen bireylerin buranın zenginliği olduğunu benimsememiz gerektiğini düşünüyorum. Bu potansiyellerin değerlendirip, Türkçe öğrenme gibi sosyal entegrasyon fırsatlarını kaçırmamalıyız.”

Oğuz Üçüncü, “Olmazsa olmazlarımızı” sıralarken, dilin sosyal uyum için önemli bir unsur olduğunu vurguladı:

“Dil, tartışılmaz bir gerçektir. Sosyal entegrasyonu sağlamanın stratejisi budur. Herkesin yasalar çerçevesinde çalışması ve ticaret yapması sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra, geçmişte edindiğimiz çoğulculuk ve değişimin zenginliğini hatırlamak çok önemlidir. Burada doğup büyüyen insanları hak ettikleri statüde görmek ve onlara fırsatlar sunmak, Türkiye’nin geleceği için kritik bir adım olmalıdır.”

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir